Moderatörlüğünü Hür Dava Partisi (HÜDA PAR)
Şanlıurfa İl Başkan Yardımcısı Faruk Polat'ın yaptığı panel; okunan Kur'an-ı
Kerim tilavetiyle başladı.
Panelistler; Harran Üniversitesi Doktor Öğretim Üyesi Mehmet Emin Çiftçi, Yeşilay Şanlıurfa Şubesi eski Başkanı Muharrem Çelik, AMATEM Sorumlusu Hasan Çalışçı ve Uzman Psikolog Yeşilay Eğitimcisi Hüseyin Bengi, bağımlılığın çeşit ve evreleriyle ile ilgili bilgilendirme yaptı.
Açılış konuşmasını yapan HÜDA PAR Şanlıurfa İl Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Yıldırım "Bizler HÜDA PAR ve Hür Gençlik olarak gelecek nesil ve toplumların mayası olan günümüz gençlerinin çeşitli yöntemlerle heba edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu ve benzeri program ve etkinliklerle kamuoyu oluşturup meselenin üzerinde durarak üstüne gideceğiz. Gençliğimizin ve toplumumuzun esaret altına alınmaması için elimizden geleni yapacağız. Bu doğrultuda bizimle aynı gaye ve hedefi taşıdığına inandığımız ve bizleri kırmayıp programa katılan değerli hocalarıma ve siz değerli misafirlerimize teşekkür ediyorum" dedi.
ÖZASLAN: GELİN YASAL BOŞLUĞU GİDERELİM VE BİR KANUN ÇIKARALIM
Panelin anlam ve önemine binaen konuşma HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Emin Özaslan "Yoksulluk ve işsizlik maalesef gençlerimizi uyuşturucu bataklığına doğrudan götüren sebeplerden bazılarıdır. Hemen arkasından yalnızlık hissi geliyor. Bu ülkede maalesef yasal boşluk olduğundan dolayı uyuşturucu ile mücadele çok da başarılı olmuyor. Güvenlik görevlileri sokakta yakalıyor. Belki hepimiz hâkimi, savcıları suçluyoruz ama aslında onların çok yapabilecekleri bir şey yok. Hâkim ve savcılar da önündeki yasaya göre hareket etmek zorunda. Yasal bir boşluk var. Uyuşturucu maddeye bulaşan, alan ve özellikle satıcılar mahkemeye çıkıyor; kimisi birkaç gün, kimisi birkaç ay, kimisi de birkaç yıl yatıp çıkıyor. Çıktıktan sonra daha fazlasına devam ediyor. Bu demek oluyor ki ıslah olmamış demek ki sistemde bir sorun var. Gelin yasal boşluğu giderelim ve bir kanun çıkaralım. Uyuşturucu üreten ve sevkiyatını sağlayan uyuşturucu baronlarına ya idam cezası getirilsin ya da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilsin. İndirimsiz bir şekilde gitsin cezaevinde yatsın" dedi.
BENGİ: 100 KİŞİDEN SADECE 3-4 KİŞİ KURTULABİLİYOR
Uzman Psikolog ve Yeşilay Eğitimcisi Hüseyin Bengi, "Madde bağımlısı olanlar başka bir dünyada yaşıyormuş gibi düşünüyoruz. Bağımlılık başka dünyada yaşayan insanların meselesiymiş gibi insanların kafasında kalıyor. Hâlbuki öyle değil. Bağımlı kişiler ile biz her an karşılaşabiliyoruz. Her ortamda bu kişiler ile karşılaşabiliriz. Dolayısıyla bağımlılar ile aynı dünyada aynı ülkede ve aynı şehrin içerisinde yaşıyoruz. Bundan dolayı bağımlılık bir kişinin değil herkesin meselesidir. Araştırmalarda 100 kişiden 3-4 kişi bağımlı olduktan sonra kurtulabiliyor. Bu rakam çok korkunç bir rakamdır" dedi.
ÇELİK: AİLELER PERİŞAN NE YAPACAĞINI BİLMİYORLAR
Yeşilay Şubesi eski Başkanı Muharrem Çelik, "Aileler perişan, ne yapacağını bilmiyor. Aileler çözüm olarak bağımlı erkek çocuklarını evlendiriyor. Geleneksel yöntemlere başvuruyorlar. 'Oğlumuz evlenirse kurtulur' diyorlar. Hayır, başkasının hayatını da karartır. Kendi yakınlarını da aynı hatayı yapanlar oldu. Çocuğu olanların çocukları perişan oldu. Şanlıurfa da hala bu zihniyet var. Şeyh'e götürmek, okutmak olmaz. İlk önce arınması temizlenmesi lazım" şekllinde konuştu.
ÇALIŞÇI: AİLELERE GERÇEKTEN BÜYÜK İŞ DÜŞMEKTEDİR
AMATEM Sorumlusu Hasan Çalışçı ise "Madde bağımlılarının sadece yüzde 2-3'ü tedavi oluyor. Ailelere gerçekten büyük iş düşmektedir. Özellikle sizlerin aracılığı ile annelere seslenmek istiyorum. Kimse evladına veya kendisine yakıştıramıyor bu illeti, ağzına bile dolamak istemiyor. Danışma gereği bile duymuyor. Evladına ve kendisine yakıştıramadığı için bu işler bir şekilde öteleniyor. Bağımlı olduktan sonra iş işten maalesef geçiyor. Çocuğunuzun ruhsal değişikliklerini fark ettiğinizde lütfen en yakın sağlık kuruluşlarına başvurun" dedi.
ÇİFTÇİ:DİNDAR AİLELERDE BİLE MADDE BAĞIMLISI ÇIKABİLİYOR
Harran Üniversitesi Doktor Öğretim Görevlisi Mehmet Emin Çiftçi ise "Bağımlılıkla mücadele konusunu son dönemlerde hepimiz yaşamaktayız. Ya bir dostumuz ya da bir yakınımız bir şekilde bağımlı olmuştur. Toplumumuz bunu gizliyor ve saklıyor. İnsanlar bilmesin, ayıplamasın düşüncesi vardır. Cezaevine gittik, oradaki durumu görünce de gerçekten insan üzülüyor. Yaş ortalaması 20-21 olan gençlerimizin isimleri Muhammed, Mahmut, Mustafa, Hasan ve Hüseyin'dir. Ailesi dindar, bir tarikata mensup olanlar 'çocuğuma zarar gelmez, bana bir şey olmaz' düşüncesi ile hareket etmiş ve bir ailede 2 evlat cezaevine bağımlılıktan dolayı düşmüş. Yapmamız gereken her neyse namazımızdan orucumuzdan ibadetimizden alıkoyuyorsa o da bağımlılıktır. Farklı bağımlılık yapan şeyler vardır" diye konuştu.
Katılımcıların sorularından sonra program sona erdi.
BİHA