25
Nisan günü Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma
kapsamında, Urfa’nın da dahil olduğu Diyarbakır merkezli 21 ilde KCK/PKK
faaliyetlerine yönelik bir operasyon düzenlendi.
Operasyonda aralarında siyasetçi, avukat, gazeteci ve Sivil Toplum Kuruluşu (SYK) çalışanlarının da olduğu 128 kişi gözaltına alındı.
TMMOB Şanlıurfa İl Koordinasyonu yaptığı basın açıklamasıyla düzenlenen operasyonlara tepki gösterdi.
Açıklamasında gözaltına alınanlar arasında Maden Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Eş Başkanımız Doğan Hatun ve Harita Mühendisleri Odası Mardin eski yöneticisi Abdulvahap Akyol'un da olduğunu belirten İl Koordinasyonu, şu ifadeleri kullandı:
“Doğan Hatun arkadaşımızın, gerek IKK sözcüsü olduğu dönemde gerek oda Başkanlığı döneminde kent ve kentliler için verdiği mücadele ortadadır. Yine yaşanan depremde, Kent Dayanışma ve Koruma Platformu tarafından oluşturulan kriz masasında aktif olarak görev almış, bu hukuksuz ve keyfi operasyonu başarı olarak gösterip depremde sınıfta kalanlara inat depremde etkilenenlere yardım etmek için mücadele etmiştir”.
İl Koordinasyonu, gözaltına alınan meslektaşlarının evleri ve işyerlerinin basılmasını hukuka ve insan haklarına aykırı bularak, “Haber verilmesi veya çağrılması halinde ifade verebilecek durumda olmasına rağmen, hukuka ve insan haklarına aykırı bir biçimde evleri, işyerleri basıldığını ve bir aksiyon film kurgusu gibi prodüksiyonlar hazırlanıp, yandaş ve çamur medyaya peşinen suçlandıkları haberlerin servis edilerek gözaltına alınmaları kabul edilemez.
Hemen her güne yeni bir hak gaspı ile uyandığımız bugünlerde, kendisinden farklı düşünen ve dağıtılan rantları, oluşturulan Kamu zararlarını, yapılan kent yıkımlarını doğa talanlarını ortaya çıkaran arkadaşlarımıza yönelik saldırılar giderek arttırılmış ve arkadaşlarımız gözaltına alınmıştır.
Yapılan operasyonların 14 Mayıs genel seçimlerinden bağımsız olmadığını savunan İl Koordinasyonu’nun açıklaması, şöyle devam etti: “Seçimlerin ‘Demokratik, Adil ve Dürüst Seçim İlkesi ’ne göre yürütülmesine de yargı eliyle gölge düşüren bir operasyon olmuştur. Seçim güvenliğine ilişkin kaygıları da artırmıştır.
Seçimleri sabote etmek ve seçimlerde korku iklimini yaygınlaştırmak üzerine toplumun aktivisitlerini gözaltına alıp onlar üzerinden topluma gözdağı vermenin başarısız olduğunu daha önceki seçim öncesi operasyonlardan biliyoruz”.
BİHA